Bakanlık 9 kişinin öldüğü arazi katliamı davasını Konya’ya nakletti

Bismil İlçesinin Serçeler Köyünde 15 Haziran 2023 günü arazi anlaşmazlığı nedeniyle kalaşnikof tüfeklerle birbirlerini tarayan Taş ve Alyamaç ailelilerine mensup Halil, Orhan, Serhat ve Mehmet Can Taş ile Mehmet Emin, Mehmet Selim, Ömer, Yunus ve Muhammet Alyamaç hayatını kaybetti.


Olayla ilgili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca 17’si tutuklu 31 sanık hakkında dava açıldı.. Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianameyi kabul eden mahkeme heyeti, davanın başka bir ilde görülmesi için nakil talebinde bulundu.

Valiliğin de uygun görmesi üzerine Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünden davanın nakli için olur istendi.


Bakanlık da Mahkemenin talebini haklı buldu ve davanın kamu düzeninin sağlanması, taraflar arasındaki husumetin halen devam ediyor olması, duruşma günü gerek adliye çevresi, gerekse adliye içinde kolluk kuvvetleriyle alınacak her türlü güvenlik tedbirinin yetersiz kalabileceği ihtimali nedeniyle davanın başta bir ilde görülmesinin uygun olacağına vurgu yapıldı.


Katliam davasının başka bir ilde görülmesi halinde duruşmaya sadece davanın tarafları olan sanıklar, katılanlar, mağdurlar, müştekiler ve tanıkların katılabileceği, SEGBİS yoluyla ifadelerin alınabileceği ve gerekirse duruşmaların seyircisiz yapılabileceği de göz önünde bulundurularak Konya Ağır Ceza Mahkemesi davaya bakmakla görevli ve yetkili kılındı.

Dosyanın önümüzdeki günlerde fiziki olarak Diyarbakır’dan Konya Adliyesine gönderileceği öğrenildi.


YARALILARA YARDIMA GELEN JANDARMAYI DA TARADILAR

İddianamede, sanıkların katliamdan sonra olay yerine giden jandarma timlerine yaralılara müdahale etmeyi engellemek için araziye hakim olup silahlı kontrolü sağlayarak güvenlik güçlerine de ateş açtıkları kaydedildi.

Arazinin hakim tepelerine yerleşen sanıkların jandarmaya kesintisiz yoğun yaylım ateşi açtıkları, yerde yatan ölü ve yaralıların güvenli bölgeye taşınmak istendiği sırada bile tepelere yerleşen sanıkların kalaşnikoflarla askerleri taradıkları vurgulandı.


PATİKA YOLLARDAN KAÇTILAR

İddianamede, olay yerindeki bir traktör ile pulluğun arkasına siper alan timleri gören saldırganların bu kez traktörü yaylım ateşine tuttukları ifade edildi.

Saldırganların arazi yapısını ve kırsal patika yollarını iyi bildikleri için araçlarla toz bulutu oluşturup plakası belirlenemeyen araçla olay yerinden kaçtıkları belirtildi.

Ateşin kesilmesi üzerine tarlada üzerlerinde hücum yeleği ve 5 kalaşnikof ile 3 tabanca bulunan 9 kişinin hayatını kaybettiğine dikkat çekildi.

Otopsi yapılan cesetlerin topuklarından, kafa ve vücutlarına kadar mermi çekirdeği olduğu bildirildi.

Olay yeri inceleme ekiplerince geniş bir alanda yürütülen arama ve tarama faaliyetinde ise yüzlerce boş kovan ve mermi çekirdekleri bulunduğu belirtildi.


AİLEYİ ÖLDÜRMEK İÇİN YANGIN ÇIKARDILAR

İddianamede Muhtar Behçet Taş’ın katliamdan 1 ay önce aile meclisinde, “Alyamaç ailesini bitireceğim. Kim ölecekse ölsün” dediği, Taş ailesinin olayı birkaç gün önceden planladığı, araziye silahla gelinmesi için kendi aralarında fikir ve eylem birliğine vardıkları ifade edildi.

Taş ailesinin uzun namlulu silah ve teçhizatlarla olay yerine çatışmak için gittikleri belirtildi. Taş ailesinin Alyamaç ailesini araziye çekmek için buğday tarlasını ateşe verip yangın çıkardıkları ve yangına müdahaleye giden Alyamaç ailesine ateş açarak amaçlarına ulaştıkları ifade edildi.


AİLE MECLİSİ KARARI

Şaban Taş tarafından aile bireylerinin kışkırtıldığı, Behçet Taş tarafından azmettirildiği, Ömer Taş tarafından aile bireylerinin olay yerine toplandığı, Ömer Taş’ın Alyamaç ailesine yoğun ateş açıldığı bildirildi.

Nurettin Taş’ın telefon dinlemesinde, “O öldürdü Serçelerdekileri” dediği, Pala lakaplı Mehmet Taş’ın yoğun silah kullandığı ve ölenlerden bazılarını bizzat kendisinin vurduğu ifade edildi.

Katliamdan sonra ölen ve tutuklanıp cezaevine girenlerin ailelerine de muhtar Behçet Taş tarafından bir ömür bakılması için aile meclisinin kendi aralarında karar aldıkları belirtildi.

BAŞKASINA AİT PASAPORTLA KAÇACAKTI

Behçet Taş’ın katliam sonrasında alacağı cezadan kurtulmak için başkasına ait pasaportla yurtdışına kaçmaya çalıştığı vurgulandı.

Bazı sanıkların ise katliamdan hemen sonra silah kullandıkları için üzerlerinde atış artığı ve svap örneği çıkan elbiselerini evlerine yakın noktadaki tandırın içinde yakarak, duş aldıkları ve delilleri gizlemeye çalıştıkları kaydedildi.

Bazı sanıkların ısrarla olay yerinde olmadıklarını ve suçsuz olduklarını belirtmiş olmalarına rağmen, cenaze ve yaralılara almaya gelen ambulansa ait kamera görüntülerinde ellerinde uzun namlulu silahlarla olay yerinde oldukları da tespit edilerek bu kayıtlar dosyaya delil olarak konuldu.

SAVCIDAN AİLE MECLİSİ DEĞERLENDİRMESİ

İddianamede, bölgenin sosyal ve kültürel yapısı, aile meclisi kararlarının bağlayıcılığı, aile meclisinde alınan kararlarına tüm aile bireyleri tarafından uyulmasının yaptırıma tabi olduğu, aile bireylerinin olaya katılmaması halinde hak iddia edemeyeceklerine dikkat çekildi.

Bu nedenle her iki aile meclisince alınan kararlara aşiret kararı gibi aile fertlerinin kesin olarak katılmasının esas alındığının altı çizildi.

Olaya katılmayı reddeden aile bireylerinin dava konusu arazi üzerinde bir hak edemeyeceği gibi, bundan sonraki süreçte de meydana gelen olaylarda aile fertleri tarafından dışlanarak korunmayacaklarını bildikleri için tüm aile bireyi olan sanıkların fikir ve eylem birliği içinde çatışmaya katılarak 9 kişinin ölümünden sorumlu olduklarına işaret edildi.

Olayda 7 kalaşnikof tüfek ile 4 tabanca ele geçirilmiş olsa da, olay yerinden toplanan boş kovanların kriminal incelemesinde, katliamda 17 ayrı kalaşnikof tüfek kullanıldığı tespit edildi.

Sanıkların 9 kişiyi tasarlayarak öldürmek, ölü ve yaralılara müdahaleye giden 9 jandarma timini de öldürmeye teşebbüs etmek suçundan 19 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları isteniliyor.